NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
33 - (393) حدثنا
يحيى بن يحيى
وخلف بن هشام.
جميعا عن حماد.
قال يحيى؛
أخبرنا حماد
بن زيد عن
غيلان، عن
مطرف. قال:
صليت أنا
وعمران بن
حصين خلف علي
بن أبي طالب،
فكان إذا سجد
كبر. وإذا رفع
رأسه كبر.
وإذا نهض من
الركعتين كبر.
ولما انصرفنا
من الصلاة قال
أخذ عمران بيدي
ثم قال: لقد
صلى بنا هذا
صلاة محمد صلى
الله عليه
وسلم. أو قال؛
قد ذكرني هذا
صلاة محمد صلى
الله عليه
وسلم.
{33}
Bize Yahya b. Yahya ile
Halef b. Hişam hep birden Hammâd'dan rivayet ettiler. Yahya Dediki: Bize Hammâd
b. Zeyd, Gâylân'dan, o da Mutarrif den naklen haber verdi. Mutarrif şöyle
demiş:
İmrân b. Husayn ile
ikimiz Ali b. Ebî Tâlib'in arkasında namaz kıldık. Ali secde ettiği zaman
tekbîr alır. (secdeden) başını kaldırdığı zaman tekbîr alır, iki rekât (kıldık)
tan sonra kalkarken dahî tekbîr alırdı. Namazdan çıktığımız vakit İmran elimden
tuttu, sonra:
«Vallahi bu zât bize Muhâmmed
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı gibi bir namaz kıldırdı; yahut bu zât bana
Muhâmmed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in namazını hatırlattı.» dedi.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
(Kitâbu'l Ezan) da tahric etmiştir. Onun rivayetinde Hz. Ali 'nin namazı Basra'da
kıldırdığı tasrîh edilmiştir. Aynî bunun Cemel vak'asından sonra olduğunu
kaydediyor. Hz. İmran'in;
«Vallahi bu zât bana
Muhâmmed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in namazını hatırlattı» demesi, o zamana
kadar tekbîrlerin terk edilmiş olduğunu gösterir. İmam Ahmed b. Hanbel ile
Tahavî'nin tahrîc ettikleri Ebu Muse'l-Eş'arî
hadisinde;
«Bize vaktiyle
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile kıldığımız namazı hatırlattı.
Sonradan biz onu unuttuk, yahut kasten terkettik.» denilmiştir. Hadîsin isnadı
sahihtir.
Buharî'nin rivayetinde;
«Başını her doğrulttukça ve her eğilttikçe tekbîr alırdı» denilmiştir. Bu sözün
zahiri bütün intikallerde tekbîr almış olduğunu gösterirse de rüku'dan
doğruldukta bilicma' tekbîr değil tesmî' ve tahmîd yapıldığından, hadîsin umumi
icma'la tahsis edilmiş demektir.